Danimarka’nın ilk elektrikli arabası olarak ilginç bir fikir ile projelendirilen Biomega, Jens Martin Skibsted’in farklı bir konsept hayalinin ürünü. İskandinav bisiklet tasarımcısı, SIN projesinin ilk prototipini 2021 yılında üreterek, meraklılarına sunmayı düşünüyor. Bisikletler gibi açık tekerlekli, düz bir zemin üzerine inşa edilecek olan SIN Biomega, kolay manevra kabiliyetiyle eşsiz görüş alanına sahip olacak. İç kısmında oldukça geniş bir alana sahip model, endüstriyel tasarımcı Guillermo Callau ve Skibsted’in ortak tasarım imzasını taşıyor.
Biomega hakkında daha fala bilgi elde edebilmek için yapılan bir röportaj, modelin geleceği ve tasarımcılarının hayallerindeki ulaşım düzeni hakkında ilginç bilgiler veriyor;
Biomega şirketi muhteşem tasarımlarda bisikletler üzerinde uzmanlaşmıştı, neden araba pazarına girdiniz?
G. Callau, hareket tasarımı ve bir bisikletin boyutlarından daha fazla ergonomiye sahip yeni taşıma yöntemleriyle sürekli ilgileniyoruz. Odaklandığımız konular arasında bisikletlerden daha büyük boyutlara sahip velomobil (bisiklet arabası) geliştirmek vardı. Zamanla bu hayallerimiz gelişerek, dört koltuklu bir şehir arabasına dönüştü.
SIN konseptinin orijinalinden bu noktaya nasıl bir evrim geçirdi?
Bir çekirdek şehir ailesinin ihtiyaçları konusunda ciddi araştırmalar yapıldı. Bu konuda harcanan zaman ile evrim başlamış oldu. Bir diğer hedef, dar alanlar ve kent çevresiydi. SIN evrimi, küçük bir dış tasarım ile en büyük iç mekâna sahip, şehirli bir araç olarak hayat buldu. Görünüm ve tasarımda hafif malzemeler, yapısal uyum ve dayanıklılık ana tema oldu.
Elde edilen tasarımın Danimarka İskandinav ruhu olduğunu düşünüyor musunuz?
İskandinav tasarımlarının en belirgin özelliği; basitlik olarak değerlendirilebilir. Ancak bu basitliğin içerisinde doğallık, sağlamlık ve kalite bileşenleri yer alır. Aracın yapısında kullanılan basit yeni nesil karbonfiber gövde, bunun en iyi temsili.
Bu yeni nesil teknolojinin seri üretim içerisindeki yerini nasıl tanımlarsınız?
Yeni neslin karbon fiber yapının seri üretimdeki başarısı azımsanamaz ancak, farklı parçaların farklı alanlarda üretilerek bir araya getirilmesi, düşündürücü. Daha ileriki dönemlerde kompozit malzemelerin karbonfiber ile tam anlamıyla bütünleşmesi, maliyet ve dayanıklılık konusunda başarılı olacak. Biz ise SIN tasarımında tam karbon fiber gövdeyi kullanarak, İskandinav kalitesini yansıttık.
Otomobil sektöründeki rekabetçilik, elektrikli arabalar konusunda daha da etkili şekilde ilerliyor. SIN’in şansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gücü en verimli şekilde paylaştıran motorlarımız sayesinde, araç içi genişliği arttırdık. Hareketli parçaların sayısını azalttık ve daha sessiz çalışmasını sağladık. Düz zemin ve küçük hacimli koltuklar ile konfor üst düzeyde. Karbonfiber yapı, aracın hafifliğini sağlarken bataryaların, menzilini arttırıyor. Elektrikli arabaların en büyük rekabet kriteri menzil. Bu konuda segmentte en iddialı model SIN’dir.
Tasarımı için rekabet şansı hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Tüm gövdeye entegre iç hacim, dışarı çıkıntılar oluşturmayan aerodinamik yapı, aracın görünümünün karakteristiği olarak değerlendirilebilir. Daha basit; pencere camlarının içerisine ışıklandırmalar yerleştirildi ve bu sayede basit ancak az bileşen ile tasarruf ve dayanıklılık arttırıldı. Araç içerisinde elektrik enerjisinin kullanıldığı göz önüne alındığında, basit tasarımında geleneksel araçlarda olmayan özellikler eklenebilir. Teknik donanımlar ve uygulamalar ile daha eğlenceli yolculuklar da sağlanabilir…
Biomega farklı yapısı ve ergonomikliğiyle, şimdilik tasarım konsepti olarak belirgin bir dört koltuklu elektrikli bisiklet olarak değerlendiriliyor. İlk seri üretim tarihi olarak belirlenen 2021 yılına kadar daha birçok değişiklik ve ekstra donanım ile buluşarak, şehir içi basit ulaşım aracı olarak piyasaya sürülecek. 180-200 km menzile sahip olması tahmin edilen aracın, şimdiki maliyeti olarak, 23.000 $ dile getiriliyor. Satış fiyatı olarak ise henüz yeterli bilgi şirket tarafından söylenmiyor ancak, ön siparişler toplanmaya başlanmış durumda.