1900’lü yıllarda ABD yollarındaki araçların yaklaşık üçte biri elektrikli motor teknolojileriyle donatılmıştı. Aslında otomobil sayısının o yıllardaki miktarı göz önüne alındığında elektrikli arabaların durumu yok denecek kadar azdı. Zaman içerisinde organik motorlu arabaların verdiği zevk ve muhteşem güçler sebebiyle elektrikli arabalar yavaş yavaş yok olmaya başladı.
Yıllar sonrasında bu gün, teknolojik ilerlemeler ve çevreciliğin etkileriyle elektrikli araba evrimi yeniden sektörün gündeminde. Bloomberg New Energy Finance’ın tahminlerine göre 2040 yılına kadar, Dünya çapındaki tüm yeni arabaların batarya setlerinden güç alan elektrikli otomobillere dönüşeceği yönünde. Yakın zamanda Detroit Kuzey Amerika Uluslararası Otomobil Fuar’ında sergilenen geleceğin ve bu günün elektrikli arabalarının evrimine sıcak bir bakış için…
1800’ler
1800’lerin başında farklı ülkelerdeki birkaç mucit, piller ile çalışan otomobiller için ciddi çalışmalar başlattı. Benzin ile çalışan en gelişmiş otomobil icadından yarım yüzyıl önce 1832’de İngiliz Robert Anderson, elektrik ile çalışan bir vagon geliştirdi. 1890 içerisinde Iowa’lı kimyager William Morrison ise başka bir vagon geliştirerek elektrikli araba teknolojisini bir adım öne götürdü. Nisan 1899 yılında Belçika’da yarış pilotu olan Camille Jenatzy, elektrikli arabasıyla 100 km/h hıza ulaştı. La Jamis Contente elektrikli arabalardan hiç hoşnut olmayan bir başka yarışçı. Yüzyılın sonlarında elektrikli taksiler vayaş yavaş yollarda sınırlı sayıda görülmeye başladı ve 13 Eylül 1899’da Henry Bliss, New York’ta elektrikli bir arabanın sebep olduğu kazada hayatını kaybetti.
1900 – 1910 Dönemi
ABD yollarında artık araçların üçte biri elektrikli motorlar ile çalışmaktadır. Hemen hepsi tekbir şarj istasyonundan beslenir. ABD’li otomobil üreticileri ürünlerini süslü ve makyajlı bir kadın gibi göstererek ilgi çekiyor. Elektrikli arabaları diğer benzinlilere göre daha sessiz, temiz ve hafif olduğu, kullanımının daha kolay olduğu gibi promosyonlar ile pazarda rekabete girişiliyor. Sonunda ülke dışında da Pazar rekabetinde olan bazı markalar, elektrikli araba potansiyelini fark ederek, üretim hatlarını bu yönde geliştiriyorlar. Ve sonunda gazetelerde ilginç otomobil sektörü haberleri ciddi şekilde yer tutmaya başlıyor.
Henry Ford ve Thomas Edison, 160 km menzile sahip olacak, çok ucuz ve üretimi kolay bir model üzerinde çalıştıklarını açıkladılar. Ford 1914’teki demecinde projeden çekildiğini açıklayarak büyük şaşkınlığa sebep olmuştu. Dönem içerisinde bir başka ilginç haber ise Ferdinand Porschedan gelmiş. İlk elektrikli araba modeli olan P1’in hem elektrikli hem de benzinli motoru olduğunu duyurarak, tarihin ilk Hybrid modelini yaratmıştır.
1920’lerden 1960’lara
Elektrikli arabaların popülerliği, Ford’un seri üretilen T modeline ve diğer benzinli araçlara olan talebin yanı sıra, 1912’de çok sayıda kas gücü gerektiren el kranklarını çevirmek için kullanılan sistem yerine kendi kendine çalışanların yaygın olarak kullanılmasının benimsenmesi nedeniyle azalmaktadır. 1930’ların başlarında, bataryayla çalışan birkaç otomobil ise yolda kalarak hayal kırıklığına ve öfkeye sebep oldu. Lektro, 1954’te ilk ticari elektrikli golf arabalarından birini tanıttığında elektrikli arabalar için yeni bir kullanım alanı ortaya çıktı. 1959’da ise National Union Electric şirketi 100 adet Renault Dauphines’i pillerle çalışacak şekilde değiştirdi ve Henney Kilowatts adıyla piyasaya sürdü. Ancak bu modellerin sadece 47’si talep gördü. 1960’lara gelindiğinde, General Motors ve American Motors şirketlerinin de dahil olduğu otomotiv devleri, kamu, eyalet ve yerel yönetimlerden hava kirliliği konusundaki artan endişelere yanıt olarak konsept modeller üretmeye başladılar.
1970 – 1980 Dönemi
70’lerden önceki on yıl boyunca elektrikli motorlar ile çalışan otomobiller adeta rafa kaldırıldı ve sadece özel alanlar; golf, teknik çalışma ve dar alanlar ile fabrikalarda kullanıldılar. 1970’li yılların ilk dönemlerinde Dünya, NASA’nın Boeing ve General Motors tarafından geliştirilen elektrikli ay yolculuğu aracın izledi. ‘71 ve ’72 yılları ise pil ve batarya teknolojilerinin ciddi gelişim ve değişim yılları oldu. Bu gelişmeye en büyük sebep teknoloji değil, tüm Dünya’da yükselen enerji fiyatları ve ABD Enerji Bakanlığı’nın alternatif yakıt keşiflerine verdiği destekti. GM 1973 yılında prototip olarak şehir içi ulaşımda kullanılacak bir elektrikli otomobil geliştirdi. Model Sebring-Vanguard CitiCar olarak tanıtıldı. Modelin geleceği ise güç, performans ve pil teknolojisinin yetersizliğiyle sonuçlandı.
Ve 90’lar
1990’larda ülkelerin daha temiz bir Dünya için sıkı emisyon kanunlarının yaygınlaşmaya başladığı yıllardır. Otomobil şirketleri bu gibi yasal düzenlemelere ilişkin hızlı bir şekilde alternatif yakıtlı araçlar üretimine yönelme yöneldiler. 1997 yılında General Motors, EV1 modelini piyasaya sürdü. Şirket, 1000 kadar elektrikli modeli California ve ülkenin güneybatısındaki müşterilerine kiralayarak, iki koltuklu EV modelini tanıtma yoluna girdi. Aynı yıllarda elektrikli ve benzinli hybrid modeller de satılmaya başlamıştı. Toyota Pirus, Honda Insight ve Nissan’ın Alta EV araçları, Lityum İyon batarya setlerine sahip modellerdi. Nissan o dönemde 200 Alta EV üretti. İlk modeller ise kişiselleştirme yoluyla yeniden piyasaya sürülmek üzere Henney Kilowatts modeli gibi farklı otomobil üreticileri tarafından satın alındı.
2000’ler
2003 yılı sonunda “Elektrikli Aracı Kim Öldürdü?” adındaki ilginç belgesel çalışmasında, sürücülerinin EV’lerden hoşlandığı odağındaki sonuçlara rağmen kiralama yoluyla sahip olunan EV ve hybrid modelleri piyasadan kayboldu. Belgeselin bu konudaki değerlendirmesi ise kiralanan EV1 modellerinin, kiralama sonunda piyasadan çekilmesine bağlandı. Aynı yıl, Marc Tarpenning ve Martin Eberhard, Tesla Motors’u bünyesinde barındırmaktaydı. PayPal’ın kurucu ortağı Elon Musk, 7,5 milyon $’lık ilk yatırımı yaptı ve 2004 yılında kurulun başına geçti. Musk bir tweet atarak, GM’nin araçlarının imha edilmesi gerektiğini söyleyerek büyük tepki ve ilgi aldı ancak, Tesla Roadster projesine start verdi. 2008 yılında model ilk Li-İon pil setiyle çalışan spor otomobil olarak EV tarihine girdi.
2010 Yılında EV’ler
Geçmişindeki girişimler ile artık son teknolojiye sahip EV modelleri yavaş yavaş görücüye çıkmaya başladı. 2010 yılında piyasaya sürülen Nissan Leaf, üstün teknolojisiyle Dünya’nın en çok satan elektrikli otomobili olmaya kararlı gibi görünüyordu. Ancak teknolojik gelişmeler ve geleceğe yönelik yatırımlar, elektrikli araba evrimi olarak her kıtada canlanan bir olgu haline gelmeye başladı ve Tesla, Model S, Model X ve fiyat bakımından daha uygun olan EV’si olan Model 3 ile piyasayı salladı. Tesla Motors sadece bu modeller ile kalmayacağını, Mercedes-Benz ve Çin’li BYD gibi dev şirketler ile yarışarak, otomobil, kamyon ve kamyonet gibi EV modellerinin de geliştirme aşamasında odlunu duyurdu. Hemen hemen tüm Dünya’nın hedefi haline gelen emisyon sorunları, başta Çin olmak üzere bir çok ülkenin gündeminde ve bu gündemin kararlarına en iyi sonucu otomobil sanayi üretiyor. Hatta gelişen teknolojinin sınırları o kadar ileri seviyelere ulaştı ki, EV modeller La Jamais Contente’nin 1899 yılında kırdığı hız rekorunu bile egale edecek düzeyde. Volkswagen ID R 2018 Haziranında Pikes Peak Uluslararası tırmanış yarışında yeni bir rekor kırarak, pisti 7 dakikada bitirmeyi başardı.
Gelecek EV Beklentileri
Bloomberg New Energy Finance’a göre 2021 yılına ulaşıldığında 2018’deki mevcut 179 modelin 230’a yükseleceği ve bu model çeşitliliğinin daha ulaşılabilir olacağı düşünülüyor. Model ve segment açısından değerlendirme yapıldığında ise Audi e-Tron ve Jaguar I-Pace gibi yüksek teknolojili SUV’lar revaçta olacak. EV spor arabalar ise yollarda SUV segmenti kadar kalabalık olacak. İlginç olan bir diğer konu yük ve toplu taşımada yaşanacak EV dönüşümlerinde yaşanacak.
Çin EV pazarında 3 milyon teslimat ile lider konumda olacak ve ABD başta Tesla olmak üzere tüm markalarıyla Avrupa ile rekabeti sürdürecek. Robert Anderson’un 1832 yılında icat ettiği elektrikli arabasının devrimi kısaca bu şekilde. Yıllar içerisinde teknoloji ve yasal değişimler ile üreticiler bakalım otomobil meraklılarına daha neler sunacak.