Atık plastiğin, kimyasal hidrojen olarak dönüştürülen bilimsel bir buluşun ardından bu atıklar otomobiller için yakıt olarak kullanılabilir. Hidrojenli yakıt hücreli araçlar, kimyasal olarak kaynaştırılan hidrojen ve oksijeni birleştirerek aküye ve motora güç vermek için elektrik üretir. Bu işlemin yan ürünü olan su, teknolojiyi en sessiz ve çevre dostu olanlardan biri haline getiriyor. Yeni sistem, normalde geri dönüştürülemeyecek olan gıda atıklarını ve diğer pislikler ile kirlenmiş plastikleri bile dönüştürebilir. Çığır açan bu süreçte, Swansea Üniversitesi’ndeki bilim adamları tarafından geliştirilen teknoloji, plastiklerin ilk önce temizlenmesi gerekmediğinden geri dönüşüm için daha ucuz bir alternatif olabileceğini söylemektedir. Üniversitenin kimya bölümünden Dr. Moritz Kuehnel; ‘’Her yıl kullanılan bir çok plastik var hattta milyarlarca ton ve bunun sadece bir kısmı geri dönüştürülüyor. Geri dönüştürülmeyenler için bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bu teknolojinin güzelliği, atıklar hakkında seçici olmamasıdır. Her türlü atığı ayrıştırabilmektedir. Bir margarin dolusu yiyecek ya da bir miktar gres yağı olsa bile, işlemi durdurmuyor hatta daha iyi hale getiriyor. İşlem hidrojen gazı üretiyor. Yüzeyden çıkan baloncukları görebiliyorsunuz. Örneğin bunu bir hidrojen arabasına yakıt sağlamak için kullanabilirsiniz.’’
Hidrojenli Arabaların Geleceği
Işık emici malzeme ise, atık plastiği alkali bir çözeltiye koymadan ve güneş ışığına maruz bırakmadan önce hidrojen oluşturularak ilave edilir. Ancak plastiklerin endüstriyel düzeyde yakıt üretilmesi uzun yıllar alabilir. Mühendislik ve Fizik Bilimleri Araştırma Konseyi ve Avusturyalı bir petrokimya şirketi tarafından finanse edilen çalışma, plastik kalıntılarının yeni plastik yapmak için nasıl geri dönüştürülebileceğini de gösterdi.
Son zamanlardaki araştırmalar, hidrojenli arabalarının bir gün, kirlilikten arındırılmış yollar için yarışlarda elektrikli arabalara meydan okuyabileceğini, fakat bunun sadece daha fazla istasyonun yakıt olarak üretmesi halinde olacağını ileri sürdü. Hidrojenli arabalar, yakıt hücresini oluşturmak için birleştirilen özel işlem görmüş plakalar ile hidrojen ve oksijeni karıştırıp aküye ve motora güç vermek için elektrik üretir. Mühendisler bu bileşenleri, yakıt hücresi ve pilleri bir aile aracının içine düzgün bir şekilde sığacak şekilde küçültülmesini onayladı.
Oksijen, ızgaradan havaya toplanır ve hidrojen, sızıntıları kazalarını önlemek için otomatik olarak kapatılan alüminyum kaplı yakıt depolarında depolanır. Bu bileşenler kaynaştırılır ve yan ürünler olarak kullanılabilir elektrik ve su açığa çıkar. Bu da teknolojiyi en sessiz ve çevre dostu olanlardan biri haline getirir. Yakıt hücresi yığınında kullanılan platin miktarının azaltılması böyle üretilen araçları daha ucuz hale getirdi, ancak nadir metallerin kullanımı bunların yaygınlaşmasını engelledi.
ABD ve Hidrojenli Arabalara Bakışı
Yakıt hücreli arabalar, benzinle çalışan arabalar kadar çabuk dolabiliyor ve dolumlar arasında daha fazla seyahat imkanı sunuyor. Yakıt istasyonları inşa etmek 1,5 milyon sterlin (2 milyon $) ‘e mal oldu, bu yüzden şirketler daha fazla yakıt hücreli arabaları yolda görmedikçe bunları inşa etmekte isteksiz kalıyor. ABD Enerji Bakanlığı, ülkedeki sadece 34 kamu hidrojen yakıt istasyonunu listeliyor bunların üçü hariç hepsi Kaliforniya’da.
Bilgi Trendleri’nin araştırmalarına göre, 2017 yılı sonunda dünya çapında 6.475 FCV bulunuyordu. Avrupa yüzde 9 ile Japonya ise yüzde 38 ile ikinci sırada yer alıyor. Honda, Toyota ve Hyundai, son üç yılda birkaç yüz tane yakıt hücreli araç kiraladı ve bu yıl 1000’den fazla kiralamayı bekliyor. Ancak şimdilik, bu kiralamalar, ABD’deki 34 adet bulunan kamuya ait hidrojen yakıt istasyonunun çoğuna ev sahipliği yapan Kaliforniya ile sınırlıdır.
Otomobille uğraşmayan otomobil üreticileri bile bu teknolojiye büyük yatırımlar yapıyorlar. Kaliforniya’da yarısından fazlası kayıtlı olması, ABD’yi FCV’nin benimsemesi için ön plana çıkardı. General Motors geçtiğimiz günlerde ABD Ordusu’nu bir yakıt hücreli araç teslim etti ve GM ile Honda, 2020’de bir yakıt hücresi sistemi üzerinde işbirliği yaptı.